AHŞAP EVLERİN GEÇMİŞİ

Ahşap, tarih öncesi çağlardan bu zamana dek insanların inşaat alanında kullandığı en yaygın ve en eski yapı malzemesidir. İlk çağda insanların barınma ihtiyacını karşılayan ahşap; ağaç kovuklarıyla başlayıp sonrasında kamış, saz malzemeleriyle birleşmiştir. Gelişen teknoloji ile beraber günümüzde ahşap yığma ve karkas sistemine ulaşılmıştır. Ahşap kullanımı bu denli yaygınlaşıp sistemleşince gözler ahşap evlere çevrilmiştir.

Ahşap evler, Türkiye’de ormanın bol olduğu Karadeniz bölgesinde uygulanmıştır. Ahşap; nemden koruyan, uzun süre bakım gerektirmeyen, psikolojik olarak rahatlatan, doğal sağlıklı bir inşaat malzemesidir. O kadar uzun bir geçmişe sahiptir ki Eski Osmanlı evlerinde de bu yapı malzemesi kullanılmıştır. Kimi zaman yekpare ahşap olarak kullanılmıştır. Kimi zaman da Badadi denilen özel yapı sistemi olarak uygulanmıştır. Badadi; toprak ile birlikte ağacın uygulanmasıyla ahşap ve beton karışımı ev tasarlanan sistemdir. Bu ağaç belli bir ağaç olmak zorunda değildir. Dayanıklı ve korunaklı olabilecek her ağaç bu sistem için uygundur. Hal böyle olunca farklı ağaç cinslerinden tasarlanabilen ahşap ev çeşitleri uzun ömürlü yapı sistemleri olarak karşımıza çıkmaktadır.

Ağacın gündelik hayatta kullanılmaya başlaması ile mimarlıkta, sanat tarihinde ve el sanatlarında ahşap işçiliğinin ön plana çıkmasına yol açmıştır. Detaylandıracak olursak ahşap çatı ilk defa “Frigya’da” kullanılmıştır. Burada kullanılan teknikler ile bugünkü geleneksel teknikler birbirine çok benzer. O zamanın mimarisi ve inşaat teknikleri bugünün tekniklerinin temelini atmıştır diyebiliriz.

Ahşabın evlerde taşıyıcı iskelet malzemesi olarak kullanılması çok eski değildir. Geçtiğimiz yüzyılın başlarına denk gelir. Artan ve gittikçe yaygınlaşan sanayileşme ile ortaya çıkan ihtiyaçlar bu konuyu da oldukça etkilemiştir. I. Dünya Savaşı öncesi ve savaş zamanı silahın hammaddesi olan çeliğin inşaat alanından çekilmesi, insanları ahşaba mecbur kılar. Günümüzde kullanılan modern bileşim elemanlarının çoğunun keşfedilmesi, ahşabın çeşitli dış etkenlere karşı korunmasını sağladığının fark edilmesi ve kullanma yöntemlerinin geliştirilmesi de geçmiş dönemlerle birlikte gelir.

İlk ahşap talaş levhalar 1908’de Avusturya’da üretilmiştir. İlk lif levhalar 1915’te Amerika Birleşik Devletleri’nde üretilirken ilk yonga levhalar ise 1941’de Almanya’da üretilmiştir. Endüstriyel ahşap malzeme türlerinin keşfedilip geliştirilmesi, inşaat sektöründe de ahşabın yeni kullanım alanlarına sahip olması ile sonuçlanmıştır.

Yapılarda ahşap kullanımı, geçtiğimiz yüzyıla kadar Japonya ve Osmanlı İmparatorluğu topraklarında ileri teknoloji ile birlikte görülmüştür. Fakat günümüze dek ahşap kullanımı rafa kalkmış ve Batı’nın etkisiyle betonarme yapılar tercih edilmiştir. Günümüzde ise insana doğa sevgisi, deprem felaketi ve yüksek maliyet faktörleri ahşap evlerin önemini tekrar hatırlatmıştır.

Bizdeki beton, demir kullanımının aksine Dünya’daki eğilim bunun tersine işlemiştir. Ahşap teknolojileri çok ilerlemiş ve Lamine Ahşap Teknolojisi keşfedilmiştir. Bu teknoloji de önümüzdeki yüzyılın malzemesi olarak belirlenmiştir. Çünkü ahşap; hafiftir, deprem gibi bir felakete karşı dayanıklıdır, beton ve çelikten daha uzun ömürlüdür, bakımı da çok daha kolaydır ayrıca insan metabolizmasına en uygun yapı malzemesidir. Bunların dışında yapımı da hızlı ve kolaydır. Fakat ahşabın önümüzdeki yüzyılın malzemesi olarak görülmesinin sebebi bunlarla kısıtlı değildir. Hatta en önemli faktör olarak Global Isınmaya ve Sera Etkisi ‘ne karşı insanların tek seçeneği olmasıdır diyebiliriz. Ağaçlar ve karbondioksit arasındaki ilişki düşünüldüğünde, ağaçların kesilerek kereste üretilmesinin sera etkisini azalttığını iddia edebiliriz.